SULTANDAĞI İLÇEMİZİN TARİHİ ESERLERİ VE DOĞAL GÜZELLİKLERİ
SELÇUKLU VE OSMANLI SENTEZİ BİR KÜLTÜR ŞEHRİ
CAMİ - HAN - HAMAM KÜLLİYESİ
İlçemiz merkezinde, Selçuklular döneminden kalma Kervansaray ile sonraki dönemlerde yapılan tarihi bir Cami, çeşme ve Hamam vardır. Sultandağı’nda Çarşı Camisi yanında bulunan Sahip Ata Kervansarayını Sahip Ata Ali Bin El Hüseyin 1249’da yaptırmıştır. Açık bir avlu etrafında kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Avlu duvarları kale duvarları gibi dışa kapalıdır. Avlunun kuzey yönünde giriş kapısı bulunmaktadır. Selçukluların diğer eserlerinde olduğu gibi avlu kapısının anıtsal bir görünümü vardır. Kesme taştan profilli taş işçiliği ile dikkat çekmektedir. Portal nişinin iki yanında iki sütun yer almakta olup, kapının üzeri mukarnaslarla bezenmiştir. Avlunun çevresinde set üzerinde yolcuların kaldığı mekanlar sıralanmıştır. Avlunun ortasında küçük bir köşk mescit bulunmaktadır.
İki katlı kare mekanlı olan bu mescit kesme taştan yapılmış olup, birinci kattaki dört köşede bulunan ayaklar ve bunları birleştiren dört sivri kemer ikinci katı taşımaktadır. İkinci kat tamamen ibadete ayrılmış olup, içeriye kuzeyden girilmektedir. Her cephede de birer küçük pencere bulunmaktadır. Mescidin üzeri mukarnaslı bir kubbe ile örtülmüştür. Ayrıca kuzey duvarı önünde de tonozlu bir yapı kalıntısı vardır. Anadolu Selçuklu Mimarisinin güzel örneklerinden olan bu yapının (Sahip Ata Kervansarayı - Taşhan) 1249 (Hicrî 647) yılında Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmış olduğu avlu taçkapısındaki ve kapalı bölüm taçkapısındaki kitabelerden anlaşılmaktadır. Kuzeydoğu – güneybatı yönünde konumlanan kervansarayın yakın çevresinde güneybatı yönünde 15. yy. Osmanlı Döneminde yaptırılan Çifte Hamam, Cami, Karamanoğlu İbrahim Bey zamanında 1458 yılında yaptırılmıştır. 1912 tarihinde yıktırılarak yerine şimdiki Ulu Cami (Çarşı Camii-Aşağı Camii) inşa edilmiştir.
SULTANDAĞI'NDA SAKAL-I ŞERİF
İlçemizde Osmanlılar döneminde yaptırılan Çarşı Camii'nin (Ulu Cami) orjinal halinden sadece minare ile kitabesi kalmıştır. Caminin avlusunun hemen dışında yine tarihi Lâleli Çeşmemiz bulunmaktadır. Çeşmenin gövdesinde mermere kabartılmış şekilde lale motifleri vardır. Ulu Camii'nin cephe duvarında bulunan kitabede, (Hicrî 863, Milâdi 1458 yılında ve Karamanoğullarından İbrahim bin Mehmet bey zamanında konmuştur. Yazısı sülüstür) "Bu cami Mehmet bin Halil, Mehmet bin Hamza ve ali bin Şeyh isimlerinde üç kişi yaptırmıştır." şeklinde bir bilgi mevcuttur. Ayrıca Ulu Cami'de Eshab-ı Kiram'dan alınan kutsal emanetlerden olan Sakal-ı Şerif saklanır. Bu Sakal-ı Şerif her yıl Ramazan ayının son gününde halkın ziyaretine açılır. İlçe halkımız büyük bir saygıyla Peygamber Efendimize ait olan sakal-ı şerifi ziyaret eder. 13. yüzyılda Anadolu'ya gelen Horasan Erenlerinden Ahmed Remzi Tahranî (Aḫmad Ramzī al-Tahranī veya halk dilinde Ahmed-i Remzi)'nin türbesi ilçemizde Akşehir yolunun sol tarafında bulunmaktadır.
DOĞAL GÜZELLİKLERLE DOLU BİR İLÇE
Sultandağı merkezinde bulunan ve Selçuklu Döneminden kalma tarihi eserler olan Cami, Kervansaray ve Taş hamamın yanısıra ilçemizde aynı zamanda pekçok doğal güzellikler mevcuttur. Başta Eber ve Akşehir Gölleri olmak üzere Sultandağlarının yüksek kesimleri başlı başına harika manzaralara sahiptir. Doğancık köyündeki Asmalı ve Manastır bölgeleri, Yeşilçiftlik Kasabasında bulunan Deliklikaya ile Dereçine Kasabasındaki Buzluk Mağarası kesinlikle ziyaret edilip görülmesi gereken muhteşem yerlerdir.
TESCİLLİ TARİHİ ÇINAR AĞACI
İlçe merkezinde, meydanda bulunan tarihi Çınar ağacı hem şehre kattığı güzellikle hem de kuşlara yaptığı evsahipliğiyle şehrin abidesi gibidir. Tarihi geçmişi ve abidevi yapısı dolayısıyla anıt ağaç olarak tescillenmiş; korumaya alınmıştır. Ağacın yıllık bakımı, budaması ve ilaçlanması Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Anıt Ağaçları Bakım ve Rehabilitasyon görevlilerince düzenli olarak gerçekleştirlmektedir. Yaz mevsiminde ilçe halkı asırlık çınarın dallarının gölgesi altında serinleyip, çayını yudumlarken dinlenmektedir.
MEYVA BAHÇELERİ, EKİN TARLALARI
İlçemizin doğal güzellikleri her yıl birçok doğa fotoğrafçısı sanatçı tarafından ziyaret edilmektedir. İlkbahar aylarında kiraz, vişne, kayısı, badem ve elma ağaçları çiçek açtığında bahçelerde muhteşemgüzellikte görüntüler oluşur. Ağaçlar adeta birer gelin gibi olur. Hele haşhaş (afyon) çiçeği, gelincik gibi tarlaları bezediğinde uçsuz bucaksız çok güzel manzaralar görürsünüz. İlçemizin yazı ayrı güzel, baharı ayrı, kışı ayrı güzeldir... Kış mevsiminde kar yağdığında harika görüntüler oluşmaktadır.
GEYİK ÜRETİM İSTASYONU - DOĞANCIK
Doğancık köyümüzün sınırları içindeki Dort deresindeki Asmalı mevkiinde bulunan Geyik Üretim İstasyonunda geyikler vardır. Bu geyikler bakım ve koruma altındadır. Geyik üretim çiftliği, Asmalı ve Manastır bölgelerini de mutlaka ziyaret edip görmelisiniz... Mesire yeri özelliği olan buralarda ailecek piknik de yapabilirsiniz.
GELİNCİKANA MAĞARASI
Akdeniz bölgesindeki Toros sıradağlarının bölgemizdeki uzantısı olan Sultandağlarının zirvesi, 2610 metre rakımlı Gelincikana tepesidir. Burası çok dik ve yüksek bir tepedir. Dağcıların zaman zaman tırmandıkları zorlu parkurlu bir zirvedir. Gelincikana’nın güney kısmında 2300 metre yükseklikte bulanan Gelincikana mağarası vardır. Mağaranın girişi çok geniştir. Giriş bölümünün sonu kalın duvarlarla kapalıdır. Yörede anlatılan rivayetlere göre, mağara içindeki su duvarlarının Osmanlı imparatorluğuna baş kaldıran eşkıyalar tarafından inşa edildiği tahmin edilmektedir. Mağaranın içinde yüzlerce kişinin aynı anda kalabileceği büyüklükte bir bölüm daha vardır. Mağarada ayrıca yaz kış akmaya devam eden buz gibi bir su çıkmaktadır. Bu su kaynağına dar bir koridorla ulaşılmaktadır. Çıkan su gene mağaranın içinde başka bir noktada kayaların arasında kaybolup gitmektedir.
KARAPINAR ZEYNEP OBRUĞU MAĞARASI
Karapınarın kuzeybatısında, esrarengiz hikayelere konu olmuş Zeynep Obruğu mağarası vardır. Uykusekisi olarak bilinen arazinin doğusunda, Çukurcak köyü tarafında yer alan mağara çok büyüktür. Bölgede anlatılan ve ürkütücü özelliği olan hikayeler dolayısıyla köylüler mağaraya yaklaşmaya cesaret edemez. Kuzeyi sarp kayalık olan mağaranın ağız çapı 30 metre civarındadır.
DEREÇİNE BUZLUK MAĞARASI
İlçemize bağlı Dereçine kasabamızdaki Buzluk Mağarası, sarkıt ve dikitlerle meşhur yeraltı mağarası özellikleriyle bölgenin görülmesi gereken doğal güzellikleri arasında yer alır. Mağara kasabanın güneyinde, Sultandağları üzerindedir. dar bir girişi vardır. İçerisi soğuktur. Mağarada ilerledikçe buzlardan meyadana gelen sarkıt ve dikitler dikkat çeker. Çok eski yıllarda yaz mevsiminde bu mağaradan alınan buzlar, eşeklerle samanlar içinde köye indirilerek özellikle Ramazan aylarında soğuk şerbet, hoşaf içmek için kullanılırmış.
@copyright: sultandaglilar.com